27 Aralık 2016 Salı






Harvardlı bilim adamlarının tam 200 bin kişi üzerinde yaptığı araştırmalar sonucunda kahve içenlerin diyabet, yüksek tansiyon ya da depresyon riskinin içmeyenlere göre çok daha düşük olduğu ortaya çıktı. Üstelik kahve içenlerin daha fazla yaşadıkları da belirtiliyor aynı araştırma sonucunda. Bunda da kahvenin içeriğindeki klorojenik, kinin ve magnezyumun etkili olduğu kanıtlanmış. Tabii ki, dozajın da önemi vurgulanıyor. Günde 3 ila 5 fincan kahvenin pozitif etkisi olduğu belirtiliyor. Gelin, bu etkilere hep birlikte göz atalım...
1. Kahve zekayı geliştirmede etkili
Yorgunken bir fincan kahve içtiğinizde, konsantrasyonunuzun arttığını ve daha iyi muhakeme yapabildiğinizi fark edeceksiniz. İngiltere’deki bir araştırma sonucu da bir fincan kahve içen kadınların konsantrasyonlarının ve verimliliklerinin içmeyenlere oranla altı kat daha fazla olduğunu ortaya koyuyor.
2. Kahve güzelleştiriyor...
Ve zayıflatıyor. Kafein metabolizmayı hızlandırdığından, kalori harcamak kolaylaşıyor. Yemek sonrası içilen kahvenin diyeti desteklediği biliniyor. Ayrıca kavrulmamış kahve çekirdeğinin içeriğindeki değerli niasin vitamini cildin nem oranını ve yenilenme sürecini destekliyor.
3. Kahve karaciğerin sağlığı için önemli
Bilim adamları 125 bin deneğin 22 yıllık dönemde karaciğer fonksiyonlarını takip ettiklerinde, her gün düzenli olarak bir fincan kahve içenlerin siroz riskinin 1/5 oranında azaldığını fark etmişler. Bir başka araştırmada da kahvenin karaciğerin yağlanmasını önlediği ortaya çıkmış.
4. Kahve mutlu ediyor
Harvard Üniversitesi toplum sağlığı bölümünde görevli bilim adamları, kahve içmenin vücudun kendi ürettiği serotonin, dopamin ve noradrenalin üretimini harekete geçirdiği bulunmuş. Kahve içmeyenlerin depresyona girme riski bu durumda içenlere göre 10 kat daha fazla.
5. Kahve Parkinson’a iyi geliyor
Düzenli olarak kahve içenlerin Parkinson hastalığına yakalanma riski azalıyor. American Academy of Neurology’ye göre yapılan araştırmalarda Parkinson hastalarının titremelerinde ve kas sertleşmelerinde azalma gözlenmiş.
6. Kahve stres oranını azaltıyor
Seoul National University’de yapılan araştırmaya göre, kahve içmek rahatlatıyor. Araştırmacılar uzun süre uyutulmayan fareler üzerinde yaptıkları deneylerde, kahve aroması verilen yorgun farelerin beyin proteinlerinde değişiklik gözlenmiş. Yorgun olmalarına rağmen farelerin, bu proteinler sayesinde beyin hücrelerinin stresin zararlarından korunduğu gözlenmiş.
7. Kahve kanser riskini azaltıyor
Serbest radikallerin pek çok hastalığa neden olduklarını biliyoruz. Hücrelerin fonksiyonlarına zarar veriyor ve hatta tümöre neden olabiliyorlar. Antioksidanlar, bu olumsuzları tersine çeviriyor. Serbest radikalleri etkisiz hale getiriyor ve kanser hastalıklarını azaltıyorlar. Pek çok sebze, orman meyveleri ve fındıkta bulunan bu etkili madde kahvede de bol miktarda bulunuyor.
8. Kahve spor yapanların da dostu
Atletler kahvenin çalışma sürelerini artırdığını çok iyi biliyorlar. Özellikle maraton koşucuları, bisiklet kullananlar, boksörler kafeinin kandaki yağ asidini artırarak kaslarda enerjiye dönüştüğünün bilincindeler.
9. Kahve diyabeti önlemede yardımcı
Düzenli kahve tüketmek, diyabet riskini yarı yarıya azaltıyor. American Chemical Society konferansında yapılan açıklamaya göre kahve çekirdeğindeki asitler, vücudun kan basıncının dengelenmesine yardımcı oluyor.
10. Kahve beyin sağlığını destekliyor
University of South Florida bilim adamları, insan beyni üzerinde yaptıkları araştırmada günde belirli miktarda alınan kahvenin Alzheimer hastalığını önlediğini belirtiyorlar. Ancak 65 yaştan sonra bu hastalığın önlenmesi pek mümkün olmuyor.
ulke, 06/10/2016
Kahve içmek sirozun önlenmesinde faydalı
İngiltere'deki Southampton Üniversitesi'nde yapılan araştırmada her gün kahve içmenin siroza yakalanma riskini azalttığı sonucuna varıldı. 430 bin kişinin 20 yıllık sağlık geçmişleri ve beslenme alışkanlıkları izlenerek yapılan araştırmanın sonuç raporunda siroza yakalanma riskinin günde bir fincan kahve içenlerde hiç kahve tüketmeyenlere göre %22, günde 4 fincan kahve içenlerin ise %65 daha düşük olduğu sonucuna varıldı.
Her gün bir fincan kahve karaciğer kanserine faydalı
İngiltere'nin başkenti Londra'da merkezi bulunan Dünya Kanser Araştırmaları Fonu kahveyle ilgİli yaptığı araştırmaya göre düzenli olarak her gün bir fincan kahve içmek kişinin karaciğer kanserine yakalanma riskini % 14 oranında düşürüyor.
Daha önce bu konu üzerine yapılan 34 araştırmanın sonuçları analiz edilerek ve 24 bin 500 karaciğer kanseri hastasının yeme içme alışkanlıklarına bakılarak hazırlanan araştırma raporuna göre düzenli kahve kullanımı kan hücrelerindeki DNA bozulmalarının önüne geçiyor. Aynı araştırmada her gün 3-4 bardak alkol tüketen birinin karaciğer kanserine yakalanma riskinin çok fazla olduğu da belirtildi.
2013'te Dünya Kanser Araştırmaları Fonu kahvenin rahim kanserine yakalanma riskini de önemli ölçüde azalttığına dair bir araştırma yayımlamıştı.
Kahve Kansere ve Depresyona Karşı
Kahve çekirdeklerinin içinde binden fazla antioksidan bulunur.
Yapılan çalışmalarda, günde dört bardaktan fazla kahve içmenin; kalp hastalıkları, kanser, diyabet gibi hastalıkları önlemede yardımcı olabileceği ortaya çıkmıştır. Hastalığı önlemenin oranı; meme kanserinde % 57, diyabette ise ;% 67 olarak belirlenmiştir. 2011'de yapılan bir araştırma ise kahvenin DNA ve kanser ile ilgili etkisini doğrulamıştır. Kahve tiryakilerinin kanser riskinin % 13 oranında azaldığı da görülmüştür. Biz bu yazıda sizlere, kahve tüketiminin faydaları ve yapılan araştırmalar hakkında bilgi vereceğiz...
PROSTAT RİSKİ AZALIYOR
Haziran 2011'de Journal of the National Cancer Institude'da yayımlanan araştırmada; günde altı bardak kahve içen erkeklerde, prostat kanseri riskinin % 18 oranında daha düşük olduğu gösterilmiştir. Amerikalı kadınlar arasında ise akciğer kanserinden sonra kanser ölümlerinde ikinci sırada meme kanseri gelmektedir. Yapılan bir çalışma; kahve tüketiminin bu hastalığı önlemeye yardımcı olduğunu ortaya koymuştur. Geçtiğimiz yıl, Breast Cancer Research dergisinde yayınlanan sonuçlara göre; günde ortalama beş bardak kahve tüketen postmenopozal (menopoz sonrası) kadınlarda, ER-negatif (hormona duyarlı olmayan) meme kanseri riskinin, yüzde 57 oranında düştüğü izlenmiştir.
MEME KANSERİNİ GECİKTİRİYOR
Günde iki fincan kahve, belirli bir genetiğe bağlı olan meme kanserini geciktirmede etkilidir. Klorojenik asit, kafeik asit, fito-östrojenler ve kafein; kahvede bulunan en önemli maddelerdir ve kansere karşı çok önemli rol oynamaktadırlar. Yüksek miktarda kahve içenlerde kolorektal kanser riskinin % 30 daha az olduğu da gözlemlenmiştir. Bir kontrol grubunda yapılan araştırma ise; günde üç bardak kahve tüketen bireylerin günde bir bardak kahve içenlere göre ağız, farenks ve özofagus kanserlerine % 40 daha düşük oranda yakalanma riskinin olduğunu göstermiştir.
KABIZLIĞI ÖNLÜYOR
Düzenli olarak kahve içenler karaciğer kanserine karşı daha az risk altındadır. 2005'te yapılan bir çalışmada; günde sadece bir bardak kahvenin, karaciğer kanseri riskini % 42 oranında düşürdüğü saptanmıştır. 29 bin kişi üzerinde yapılan bir araştırmaya göre; günde bir-üç fincan kafeinli kahve tüketenler Parkinson hastalığından korunuyor. 15 yıl süreyle 41 bin kadın üzerinde yapılan bir çalışma ise; günde 1-3 bardak kahve içenlerin kalp ve damar hastalıklarından ölüm riskinin % 24 oranında düştüğünü ortaya çıkardı.
DEPRESYONUN İLACI KAHVE
2011'de yapılan bir çalışmada, günde dört bardak kahve içen kadınlar ile içmeyenler karşılaştırıldı; kahvenin depresyon riskini % 20 oranında düşürdüğü görüldü. Ekim 2011'de yayınlanan bir çalışmada ise; kahve tüketiminin, erkek ve kadınlarda görülen bazal hücreli karsinomaya (bir tür deri kanseri) karşı yüzde 18 oranında daha düşük bir risk oluşturduğu görüldü. Kahvede bulunan antibakteriyellerin ağızda plak oluşumunu baskıladığı ve diş çürümelerini önlediği görülmüştür. Bilim adamları, kahve tüketiminin yağ metabolizmasını dengelemede de etkili olduğunu göstermiştir.
Kahve ve Yeşil Çay Felç Riskini Azaltıyor
Kahve ve yeşil çayın düzenli olarak tüketilmesi felç riskini azaltıyor. Japon bilim insanlarının yaptığı araştırmanın sonuçları dikkat çekici.
Japon bilim insanlarının kahve ve yeşil çay tüketimiyle ilgili olarak yaptıkları araştırmanın sonucu, Amerikan Journal of the American Heart Association dergisinde yayımlandı. Japon bilim insanları 83 bin 269 Japonun 13 yıl boyunca kahve ve yeşil çay tüketimini gözlemledi. Bunun yanı sıra kilo, içki ya da sigara tüketimi, beslenme alışkanlıkları ya da spor faaliyetleri gibi diğer faktörler de göz önünde bulunduruldu. Araştırmanın sonucunda kahve ya da yeşil çay tüketenlerin daha az felç geçirme riski taşıdığı tespit edildi. Örneğin düzenli olarak günde bir fincan kahve içen kişi, çok nadir kahve tüketen birine oranla %20 daha az felç tehdidiyle karşı karşıya. Günde iki ya da üç fincan yeşil çay tüketenler ise nadiren yeşil çay içen birine göre yüzde 14 daha az felç geçirme riski altında.
Bilim insanları kahve ya da yeşil çaydaki hangi madde ya da maddelerin felç riskini azalttığı konusunda bilgi vermezken, bu konunun araştırılması gerektiğine dikkat çekti.
Bu araştırma, fazla kahve tüketiminin sağlık açısından risk oluşturduğu yönünde daha önce yapılan araştırmaları da çürütmüş oluyor. Gerçi Japon bilim insanları araştırmanın başlarında günde iki fincandan fazla kahve tüketenlerin daha sık kalp rahatsızlığı yaşadığını gözlemledi. Ancak araştırmanın ilerleyen yıllarında kalple ilgili bu rahatsızlıkların kahve tüketimiyle ilgisi olmadığı sonucuna varıldı. Bilim insanlarına göre fazla kahve tüketen kişiler genellikle sigara da tüketiyor ve kalp sorunları muhtemelen bundan kaynaklanıyor.
Fazla Kahve Göze Zarar
ABD'li bilim insanları 30 yıl süren araştırma verilerine göre günde iki fincandan fazla kahve içenlerde göz tansiyonu riskinin yüzde 66'ya kadar arttığı sonucuna vardı.
Günde iki fincandan fazla kahve tüketiminin göz tansiyonu riskini yüzde 66 artırdığı kanıtlandı. 30 yıl süren araştırmanın verilerine göre, kahve tiryakiliği 50 yaşından sonra körlüğe bile götürüyor. Amerika'da yapılan araştırmanın sonuçları dünyanın en saygın bilimsel yayınlarından biri olan Araştırmacı Oftalmoloji ve Görsel Bilim Dergisi'nde yayınlandı. Brigham Kadın Hastanesi ve Harvard Üniversitesi Glokom Merkezi'nden uzmanlar her biri en az 40 yaşında olan 78 bin kadın ve 41 bin erkeği, 30 yıl boyunca izledi. Bu kişilerin göz muayaneleri düzenli olarak yapıldı. Glokomları yoktu. Kafeinli içeceklerle ilgili anketler defalarca tekrarlandı. Bilgiler takip edildi. Her iki yılda bir katılımcılara beslenme alışkanlıkları, kafeinli ve kafeinsiz çay, kahve, alkolsüz içecekler ve çikolata tüketimleri soruldu. Günde iki fincandan fazla kafeinli içecek içenlerin, içmeyenlere oranla glokom riskinin yüzde 66 oranında artmış olduğu sonucuna varıldı. Kahvenin 50 yaşından sonra özellikle göz içi basıncını aşırı artırdığı ve körlüğe kadar gidebilen risk ortaya çıkardığı açıklandı. Özellikle kadınların glokom öyküsü daha güçlüydü. Araştırmacılar her gün en az 125 miligram kahve tüketimiyle ilgili eksfoliyasyon sendromunun (göz tansiyonu) ve 500 gramdan daha fazla kahve tüketimi ile artan glokom riskinin belirtilerinin başladığını buldu. Bu çalışmada glokom riski ile ağır kahve tüketimi arasında pozitif bir ilişki gözlemlendi.
YARISI HASTALIĞINI BİLMİYOR
Prof. Dr. Ömer Kamil Doğan (Kudret Göz Hastanesi): Kafein etkiliyor, tetikleyici oluyor. Ailesinde glokom olanlarda, glokom ortaya çıkma riski daha fazla artıyor. Biz de hastalarımıza günde bir fincandan fazla kahve içmelerini tavsiye etmeyiz. Bu araştırma doğru bir yayındır. Glokom riski olanlarda bir seferde bir bardaktan fazla su içmesini bile istemeyiz. 'Her saat başı bir bardak su için' diyoruz. Volüm arttığı zaman göz içi basıncına da etki yapıyor. Kahve de aynı şekilde daha fazla etkiliyor.
Prof.Dr. Halil Bahçecioğlu (Florence Nightingale Hastaneleri Göz Hastalıkları Bölüm Başkanı) : Kafein içeren içeceklerin günde üç fincan içildiğinde göz tansiyonuna yönelik bir tehlikesi olduğunu biz de biliyoruz ancak bu çalışma bunun doğruluğunu da göstermiştir. Bir göz hekimi olarak 40 yaş üzerinde günde iki fincandan fazla kahve içen kişilerin göz tansiyonlarını kontrol ettirmeleri gerektiğini söyleyebilirim. Glokom çok sinsi bir hastalıktır. Hiçbir belirti vermez . 4 0 yaş üzeri kadın erkek fark etmeden herkeste görülebilir. Kişide hiçbir şikâyet yapmadığı için de körlüğe kadar gidebilir. Türkiye'de, 700 bin-1 milyon glokom hastası vardır. Bu 1 milyon kişinin ancak yarısı glokom olduğunu biliyor. Bu yüzden diğer yarısı glokom nedeniyle körlükle karşı karşıya kalıyor. Kafein bütün vücuttaki damarlara yaptığı değişiklikten dolayı gözde madde birikimine sebep veriyor. Bu da gözün süzgeçini tıkayarak glokoma sebep oluyor.
Kahve Hakkında Gerçekler
Kahve sadece tadı için değil, oluşturduğu etki için de sevilen bir içecektir.
Bir fincan kahve içerisinde su, protein, şeker, tanik asit, alkoloitler ve kafein barındırır.
Sabah tüketilen kahve, tasa ve stresi yok eder
Düşünce akışını tetikler, dikkati arttırır, morali düzeltir.
Kahve içerek geç saatlere kadar konsantre olmuş bi şekilde çalışabilirsiniz.. Ve bunları sağlayansa kahvedeki kafeindir.
Beyin gün içerisinde adenozin maddesini salgılar ve sinir hücresindeki reseptörleri uyarır. Böylece beyne yorgunluk hissi verir.
Kafein ise adenozin maddesine direnir ve resptörleri bloke eder. Böylece daha uzun süre uyanık kalırsınız.
Kahve uyarıcı etkisi sebebiyle özellikle seyrek kahve içenlerin geceleri uykusunu kaçırır.
Ancak düzenli kahve tüketiminde adenozin reseptöründeki artış uyanık tutma etkisinin zayıflamasına sebep olabilir.
Sürekli kahve tiryakileri ansızın kafeinsiz kaldığında metabolizma bu eksikliği beyne bildirir ve eksikliğin yan etkileri ortaya çıkar. Bunlar çoğunlukla telaş, konsantrasyon eksikliği ve bezginlik şeklinde kendini gösterir. Bu sendromlar birkaç gün içinde geçecektir.
Kahve vücutta su kaybettirici olarak bilinirdi ve her fincan kahve için bir bardak su içilmesi tavsiye edilirdi.
Bu aslında tam doğru değildir, kafein kısa vadede tuvalet ihtiyacını tetiklemesine rağmen yapılan araştırmalar gösteriyorki düzenli kahve tüketiminde vücut buna alışıyor ve dolayısıyla vücuttaki sıvı dengesi zarar görmüyor.
Spor öncesinde içilen bir fincan kahve, vücudu yeni rekorlar kırmaya teşvik edebilir.
Kahve kan basıncını, vücut ısısını, kalbin kan pompalama kapasitesini yükseltir.
Bronşlar genişler ve yağ yakma hızı yükselir. Hızlanan kan dolaşımının etkisiyle kas ağrıları baskılanır.
Performans sporlarında 1 lt idrarda bulunan 12 mg lık kafein konsantresi doping olarak kabul edilir. Bu da 4-5 fincana denk gelmektedir.
Ve geçelim kahvenin cilde olan etkilerine. Mesela pahalı kremler yerine kahveyi kullanabilirsiniz.
Kahveden sadece içecek olarak değil güzellik malzemesi olarak da faydalanabilirsiniz. Kahve yüze uygulandığında kan dolaşımını hızlandırır ve kırışık oluşumunu engeller.
Tüm süper modellerin sırrı kahve tervesini selülite karşı kullanmasıdır. Üst baldır bölgesine masaj yaparak uygulandığında ve strech filmle sarıldığında cildi sıkılaştırır ve temizler.
Saçınızı kahveyle durularsanız, banyodan sonra saçlarınız çok gür görünüm kazanır. Saç kökleri güçlenir ve uzamaları hızlanır.
Kahve sadece içmek için değil kötü kokuları bastırmak için de kullanılır ve pratik ev malzemesi olarak da kullanılabilir. Örneğin kötü kokuların çabucak giderilmesinde kullanılabilir.
Ocağınızı ısıtıp toz kahve dökdükten sonra, güzel kahve kokusunun hemen evinize yayıldığını fark edeceksiniz.
Kaynatılmış kahveyle çiçeklerin diplerine musallat olmuş solucanları bertaraf edebilirsiniz. Kafein bir sinir gazıdır son derece hızlı etki eder, zararlı böcekleri 24 saat içinde çiçeklerden uzaklaştırır.
Kahve Şeker Hastalığı Riskini Azaltıyor!
Sonuçları American Journal of Clinical Nutrition’da yayımlanan araştırmada, Potsdam-Rehbrücke beslenme araştırmaları enstitüsü, Alman kanser araştırmaları merkezi ve Max-Delbrück merkezi moleküler tıp uzmanları Avrupa çapında 519 bin kişinin verilerini değerlendirdi.
Bilim adamları, kahve tüketiminin uzun vadeli sonuçlarını bir dizi kronik hastalık açısından analiz etti.
Günde dört fincan, yani 600 ml ve üzeri kafeinli kahve tüketenlerin, günde bir fincandan az kahve içenlere oranla tip-2 şeker hastalığına yakalanma riskinin yüzde 23 daha az olduğu görüldü. Bilim adamları, kafeinsiz kahve tüketiminin de benzer bir sonuca ulaştığını kaydetti.
Çok kahve içenlerde kalp krizi, felç ve kanser riskinin de içmeyenlere oranla daha fazla olmadığı tespit edildi.
Kafeinsiz Kahve Belleği Güçlendiriyor
New York'taki Mount Sinai Üniversitesi araştırmacıları, kahvenin beyin hastalıkları ya da yaşlanmaya bağlı unutkanlıktan muzdarip kişilerde belleği güçlendirebileceğini ve hatta semptomların ortaya çıkmasını engelleyebileceğini ileri sürdü.
Araştırmalarını fareler üzerinde deneyen bilimadamları, Tip 2 diyabeti olan farelerin ilk grubuna kafeinsiz kahve, ikinci gruba ise plasebo verdi.
Diyabetin beyinde glikoz seviyesini düşürdüğü için bellek ve diğer beyin fonksiyonlarında gerilemeye yol açtığını belirten bilimadamları, beş aylık kahve tedavisinin ardından ilk gruptaki farelerin glikoz seviyesinde önemli oranda artış olduğunu belirledi.
Araştırmayı yöneten Giulio Maria Pasinetti, Tip 2 diyabet, yaşlanma ve nörodejeneratif hastalıklar gibi nedenlerin yol açtığı bilişsel gerilemenin önlenmesi ve tedavi edilmesinde kafeinsiz kahvenin önemli bir role sahip olduğunu ifade etti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder